Soru:Namazın edâsı, iâdesi ve kazâsı ne demektir? Cevap: Her namazı vaktinde kılmaya (Edâ) denir. Nâfile kılmaya başlandığı vakit, bu nâfile namazın vakti olur. Tamamlanması vâcib olur. Fâsid olursa, bozulursa kazâsı vâcib olur. Bir namazı vakti içinde tekrar kılmaya (İâde) denir.
Vaktinde kılınmazsa, vaktinden sonra kılmaya (Kazâ) denir. Farzı, kazâ etmek farzdır.
Vâcibi kazâ etmek ve fâsid olan sünnet ve nâfile namazları iâde etmek vâcibdir. Vaktinde kılınmayan sünneti kazâ etmek emredilmedi.
Soru:Namaz hangi hâllerde kazâya bırakılabilir? Cevap: Farz ve vâcib olan bir namazı bile bile kazâya bırakabilmek için, iki özür vardır: Biri, düşman karşısında olmaktır. İkincisi, seferde olan kimsenin hırsızdan, yırtıcı hayvandan, selden, fırtınadan korkmasıdır. Îmâ ile de kılma imkânı yoksa, kazâya bırakabilir.
Ayrıca uyku ve unutmak sebebi ile kaçırmak günâh olmaz. Harâm olan üç vakitten başka, boş vakitlerinde kılmak şartı ile, çoluk çocuğunun rızkını kazanacak kadar geciktirmek câiz olur. Daha fazla geciktirirse, günâha girmeye başlar. Nitekim, Resûlullah efendimiz, Hendek muhârebesinin şiddetinden kılamadıkları dört namazı, hemen o gece, Eshâb-ı kirâm yaralı ve çok yorgun oldukları hâlde, cemâ'at ile kıldı.
Kazâ günâhından kurtulmak
Soru : Namazı kazâ edince günâhtan kurtulur muyuz? Cevap: Farz namazı, özrü olmadan, vakti geçtikten sonra kılmak, ya'nî kazâya bırakmak harâmdır. Bir an önce kazâ etmelidir. Kazâ ettikten sonra, ayrıca tevbe etmek de lâzımdır. Kazâ edince, yalnız namazı kılmamak günâhı affolur. Kazâ kılmadan, tevbe edilince, terk günâhı affolmadığı gibi, tehîr günâhı da affolmaz. Çünkü, tevbenin kabûl olması için, günâhtan sıyrılmak şarttır.
Kazâ borçlarının telâfisi
Soru:Tenbellikle kılınamamış farz borçları nasıl telâfi edilebilir? Cevap: Namazlarını özürsüz terkedenler, namaz borcu ile can vermemek, Cehennem azâbından kurtulmak için, hiç olmazsa, beş vakit namazdan dördünün sünnetlerini kılarken, kazâ kılmaya da niyet etmelidir.
Sabah namazının sünneti vacibe yakın olduğundan, sabah namazının sünnetini, sünnete niyet ederek kılmalıdır.
Başkasının yerine namaz
Soru:Başkasının yerine namaz kılınabilir mi? Cevap: Namaz, beden ile yapılan ibâdet olduğundan, başkası yerine kılınamaz. Herkesin kendi kılması lâzımdır. Ağır hasta ve çok ihtiyâr kimse, namaz yerine fakîre fidye [para] veremez.
Özürlü ve özürsüz olarak namazı terkedenin, bunu kazâ etmesi lâzımdır. Namazı bilerek terketmenin büyük günâh olduğunu ve kazâ etmek lâzım olduğunu, bütün âlimler ittifakla bildirmektedir.